{ "title": "Veda Haccı ve Veda Hutbesi", "image": "https://www.vedahutbesi.gen.tr/images/veda-hacci-ve-veda-hutbesi.jpg", "date": "22.01.2024 00:34:42", "author": "irfan özen", "article": [ { "article": "
Veda Haccı ve Veda Hutbesi: Hicri 10, miladi 632 tarihinde Hz. Peygamber'in vefatında önce ilk ve son olarak yaptığı hac ile bu hac esnasında vermiş olduğu hutbe.

Mekke'nin fethinden sonra gönderilen, Nasr suresinde Peygamber (S. A. S)'in ölümünün yaklaştığına dair işaret vardı. Bu surede Allah Teala, Peygamberine şöyle hitap ediyordu:
\"Allah'ın yardımı erişip de fethin müyesser olduğunu ve insanların gruplar halinde Allah'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman Rabbine hamd ederek O'nun şanını yükselt ve O'ndan mağfiret dile: Şüphesiz ki, Allah tövbeleri çok kabul edendir\" (En-Nasr suresi, 110/1-3 ayetler).

Hicretin 10. Yılı (Miladi 632) Zilkade ayında hac için Mekke'ye hareket edileceğini duyurdu. Efendimiz (S. A. S), Zilkade ayının 26. Cumartesi günü Medine'den çıkıp, mikat (İhrama) mahalline vardı, yıkanıp iki rekât namaz kıldı, ihram giyindi, sonra şunları söyledi: (Allah'ım, huzuruna geldik. Senin ortağın yoktur. Hamt ancak sana mahsustur. Her nimet sendendir)

Rasulüllah (S. A. S) öğle ile ikindi namazını peş peşe olarak Arafat'ta kıldı. Sonra buradan Müzdelife'ye geçti. Burada akşam ile yatsı namazını birlikte kıldı. O gecede Müzdelife'de istirahat etti. Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğmadan Mina'ya hareket etti. Kurbanı Mina'da kesti, Cemretü'l Akabe'de taş attı. Tekrar Mekke'ye dönerek Ka'be'de farz tavafı yaptı. Sonra diğer günlerde Mina'ya giderek şeytan taşlamasını tamamladı. Kurban Bayramının 4. Gününde veda tavafını yapıp, Medine'ye döndü.

Veda Hutbesi: Hz. Peygamber'in, hicretin onun da yaptığı Veda Haccında ve Veda Hutbesini, sayıları 114.000 bulan hacıya hitap eti.

Rasulüllah' ın, haccından bir yıl önce indirilen Tövbe suresinde, müşriklerin pis olduğu ve bu yıldan sonra Mescidi Harama yaklaşmamaları (Et-Tevbe, 9/28) emredildiği için, Veda Haccı' nda Mekke de sadece Müslümanlar vardı.

Rasulüllah'a orada bu dinin tamamlandığı şu ayet-i kerimeyle müjdelendi: \"Ey Müminler, şu küfreden müşrikler bugün dininizi söndürmekten ümitlerini kesmişlerdir. Artık bundan böyle onlardan korkmayınız; ancak benden korkunuz. Bugün dininizi kemale erdirdim ve size ihsan ettiğim nimetimi tamamladım. Din olarak da size İslam'ı seçtim\" (El-Maide suresi, 5/3).

Rasulüllah veda hutbesinin sonunda dinleyenlere sordu: \"Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. Ne dersiniz?\" Ashab-ı Kiram cevap verdi:
\"Allah'ın risaletini tebliğ ettin; Risalet görevini yerine getirdin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun diye şehadet ederiz. \" Rasulüllah şehadet parmağını göğe kaldırarak üç kez \"Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab!\" buyurarak Arafat'taki hutbesini bitirdi.

Bu Hutbenin Toplum Yaşamına Getirdikleri

Peygamber (S. A. S)'in Veda Hutbe' si incelendiği zaman başlıca şu noktalara değindiği görülmektedir.

İnsan Her işinde, daima Allah'a hamdü sena etmeli.

Nefis, insanı her zaman şerre yöneltir. Bu sebeple nefsin şerrinden Allah'a sığınılır.

Can, mal ve ırz kutsaldır. Yaşama hakkı doğal bir haktır. Irz, şeref, haysiyet, hürriyet ve mülkiyet saldırıdan korunmuş haklardır.

Cahiliye de bulunan gelenekler kaldırıldı. İnsanlar alıştıkları kötü şeyleri yapmaktan vazgeçmelidir.

Faiz almak ve vermek haramdır.

Kan davasını devam ettirmek haramdır.

Emanetler korunmalı, emanete hıyanet edilmemelidir.

Küçük büyük önemli, önemsiz her işte şeytana uyulmamalıdır.

Kadınların ve erkeklerin karşılıklı hak, vazife ve sorumluluğu vardır. Kadınlara nezaket gösterilmeli, İyi davranılmalıdır.

Kadın da erkek de zinadan şiddetle kaçınmalıdır.

Köle ve hizmetçilere iyi davranılmalı, eziyet edilmemelidir.

Bütün Müslüman insanlar kardeştir. Her türlü sınıf, fark ve üstünlük kalkmıştır. Üstünlük takva iledir.

Zulüm yapmaktan sakınmak gerekir, halkın malı haksız yere yenmez, birine ait bir şey sahibinden izinsiz başkası için helal olmaz.

Müslüman birbirleriyle savaşmaktan sakınacaktır.

Allah'ın Kitab'ı ve Peygamber'in sünnetine uyanlar asla sapıklığa düşmez.

İslam'ın sadeliğinden ayrılmamak, aşırılıklara kapılmamak gerekir.

Hak Teâlâ'ya ibadet yapılacak, beş vakit namaz kılınacak, oruç ayında oruç tutulacak, Hz. Peygamber'in sünnetlerine uyulacaktır. Bunları hakkıyla yapanların mükafatı cennettir.
" } ] }